Çocuklarda Parmak Emme

Çocuklarda Parmak Emme

17.05.2019 66

PARMAK EMME

Parmak emme, normal çocuklarda herhangi bir pisko-patolojik etken olmaksızın 3- 4 yaşlarına kadar görülen bir davranıştır. Bebeklerin çoğu başparmaklarını ya da diğer parmaklarını emerler. Zararsız bir davranış olan parmak emmeye hemen bebeklerin tümünde rastlanmasının en önde gelen nedeni, yeni doğan bebeklerin parmak emmeyi daha anne rahminde, öğrenmiş bulunmaları ve doğuştan sahip oldukları en güçlü reflekslerden birinin emme refleksi olmasıdır.

Parmak emme yaklaşık 3- 4 yaşlarına kadar sürebilir. Bu durumda endişelenecek bir şey yoktur. 4- 5 yaşlarında bu durumun kaybolması beklenir. Ancak 4- 5 yaşından sonra devam eden parmak emme davranışı uyum ve duygusal problemlerin belirtisidir. Çocuk umutsuzluğa kapılınca davranışları değişebilir. Yararlı olabileceğine inanmazsa, kendini işe yaramaz olarak görür. Bunun sonucunda da dikkat çekme, güç kazanma, intikam ve yetersizlik gibi yaşadığı duygulardan ötürü parmağını emebilir. Parmak emme, kardeş kıskançlığına bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Anne babasının sürekli kardeşiyle ilgilendiğini gören çocuk kardeşi gibi davranarak insanların dikkatini çekmeye çalışır. Bu şekilde kardeşi gibi sevileceğini, kendisiyle ilgilenileceğini düşünebilir. (Bkz: Kardeş Kıskançlığı) Çoğu zaman parmak emme, anne-çocuk ilişkisindeki yetersizliğe ve güven duygusunun eksikliğine işaret eder. İleri yaşlarda ortaya çıkan parmak emme, daha ciddi ruhsal bozuklukların belirtisi sayıldığından, profesyonel yardım gerektirir.

Uyum ve davranış bozukluklarını ortadan kaldırmanın en önemli basamağı onu bu duruma iten nedir sorusunu sormaktır. Bu davranışı oluşturan nedenler ortadan kaldırılırsa ve çocuk ihtiyaçları doğrultusunda desteklenirse „‟parmak emme‟‟ davranışı zamanla yok olacaktır.

Parmağını emen bir öğrenciniz varsa öncelikle aileyle görüşmeniz önemlidir. Çünkü bebeklik döneminden çıkan bir çocuğun parmağını emmesi alışkanlık bozukluğu olup birtakım uyum ve duygusal sorunları da beraberinde getirebilir. Çocuk, anne-babasından yeterince sevgi, ilgi, şefkat görmemiş olabilir.

NELER YAPILABiLiR ?

Öncelikle geçici uyum bozuklukları ile süreklilik gösteren uyum ve davranış bozukluklarını ayırt edin. Geçici bir bozukluk olduğunu düşünüyorsanız bu durumu görmezden gelin, dikkatinizi davranışlarına yoğunlaştırmayın, ancak her türlü davranışını takip edin.

Anne-baba ve öğretmenlerin çocukların gelişim dönemi özelliklerini bilmeleri gerekir. Okulunuzun rehber öğretmeniyle iş birliği yaparak "gelişim ve gelişim dönemi özellikleri‟‟ hakkında aileleri bilgilendirmeniz oldukça yararlı olacaktır.

Öğrencinize sınıfta „parmağını çek ağzından, hiç sana yakışıyor mu koca adam oldun‟ gibi cümleler sarf etmeyin. Anne, baba ve aile büyükleri bu alışkanlıktan çocuklarını vazgeçirmek için şiddetli tedbirlere başvurabilirler. Hatta çocukların parmaklarına acı biberler süren, dayak atan, ellerini kollarını arkadan bağlayan, eline parmaklarına iğne batırıp onlara unutamayacakları acı veren anne- babalar vardır. Bu tenkitler, azarlamalar, dayak atmalar, parmağa acı sürmeler çocukta olumsuzluğun yükselmesine neden olabilir. Anne babayı rahatsız etmek için bir davranış olarak kalmasını pekiştirebilir. (D. Çağlar- 1981) Bu tür davranışlar çocuk ruh sağlığını olumsuz etkiler.

Ceza veya aşağılama olmaksızın paylaşımcı bir yaklaşım sergilemek gerekir. Öğrencinin kendini rahat bir şekilde ifade edebileceği gerekli eğitim olanaklarını sunmak gerekir.

Çocukların duygularını ve hissettiklerini iyi gözlemlemek ve anında müdahale etmek bir duygunun büyüyüp davranış bozukluğuna dönüşmesini engelleyecektir.

Yanlış anne-baba tutumları varsa bunu aileyle paylaşın.