Boşanma ve Çocuk

Boşanma ve Çocuk

Çocukların ruh ve beden gelişimlerinin sağlıklı olması aile ortamıyla doğru orantılıdır. Anne-baba arasındaki uyum, sevgi, saygı, anlayış kuşkusuz ki çocuğa da yansıyacaktır. Hiçbir çocuk anne ve babasının tartışmasını, birbirini incitmesini istemez. Çocuğun ruhsal sağlığını koruması, gelişim alanlarını sağlıklı bir şekilde yaşaması için anne ve babanın çocuğuna olduğu kadar birbirlerine olan yaklaşımların ve tutumların da olumlu ve sağlıklı olması gerekir. Olumlu, sağlıklı olmayan aile ortamı çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeterlilikte değildir. Olumsuz aile tutumları çocuğu yetişkinlikte, bireyin kişilik yapısını, tavır, alışkanlık, inanç ve değer yargılarını büyük ölçüde biçimlendirmekte ve çocuğun psikolojisini etkilemektedir.

Kendi aralarında sorunlarını çözemeyen bir çiftin anne-baba olarak da çocuklarıyla sağlıklı ilişkiler kurabilmelerini bekleyemeyiz. Anne ya da baba ayrı ayrı çocuklarıyla sağlıklı ilişkiler kursalar bile, birlikte çocuklarına karşı tutarlı, dengeli tutum ve davranışlar sergilemekte güçlük çekeceklerdir.

25.05.2019 132

Anne-baba arasındaki olumsuzluklar, birtakım sorunlar giderilememiş ise sonuç ne yazık ki boşanmayla noktalanabilmektedir. Ayrılık ya da boşanma kararı kuşkusuz bu kararı alan eşler için çok zorlu bir süreçtir. Bu sürecin her zaman uyum içinde geçmediği de bilinen bir gerçek. Ancak bu karardan anne-babaları kadar hatta onlardan daha fazla etkilenen aile bireyleri çocuklar olmaktadır.

Boşanma kuşkusuz, çocukların başına gelebilecek en sarsıcı olaylardan birisidir. Ancak bir evliliği başa çıkılamayan, çözüm üretilemeyen, süreğen sorunlarla devam ettirmenin çocuk üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler, bazen boşanmanın kendisinin yaratacağı etkilerden daha fazla yıkıcı olabilir. Burada önemli olan anne ve babanın evliliklerinin sona ermesini nasıl karşıladıkları, boşanmadan sonra hayatlarını ve ilişkilerini nasıl sürdükleri ve çocukları ile ilgilenmeye devam etmeleridir.

Çocuklar, anne ve babalarının evliliğinin sona ermesine duydukları öfkeyi, yaşlarına, kişilik özelliklerine ve ailenin durumuna göre değişen şekillerde ifade ederler. Bazı çocuklar, bu dönemi ağır bir şekilde yaşarken, bazıları ise duygusal bir yara almadan atlatabilirler. Çoğu çocuk, özellikle erkek çocuklar sık sık kavga ederek, anneye, babaya, öğretmenlerine ve onlarla ilgilenen diğer kişilere bağırarak, kırıp dökerek öfkelerini açığa vurular. Okul yaşamına derslere ve arkadaşlarına ilgisini kaybedebilirler. Çocuk çok küçük bile olsa çevresinde olan biteni takip etmekte, sorunları hissetmektedir.Sorunları hisseden çocuk sıkıntısını söz diliyle anlatamadığı için bunu farklı şekillerde dışarıya yansıtır. Bu durum tırnak yeme, altını ıslatma vb. davranış problemleri olarak ortaya çıkabilir. Çocukta psikosomatik hastalıklar gözlenebilir; sık sık hasta olur, kusar, bağırsakları bozulur. Evden, okuldan kaçma, kendisine ait olmayan şeyleri alma, uyuşturucuya yönelme gibi durumlar da yaşanabilir. Bu durumda aile, mutlaka bir uzman yardımı almalıdır.